Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | bağlarını koparmak | cut loose v. | ||
I've cut loose all ties with my old friends. Eski arkadaşlarımla tüm bağlarımı kopardım. More Sentences |
||||
Phrasals | ||||
Phrasals | bağlarını koparmak | break (from) v. | ||
Sami wanted to break all ties with his friends. Sami arkadaşlarıyla tüm bağlarını koparmak istiyordu. More Sentences |
||||
General | ||||
General | bağlarını koparmak | disconnect v. | ||
General | bağlarını koparmak | break one's connection v. | ||
General | bağlarını koparmak | sever one's connection v. | ||
General | bağlarını koparmak | disassociate v. | ||
General | bağlarını koparmak | cut off communication with v. | ||
General | bağlarını koparmak | sever all ties with v. | ||
General | bağlarını koparmak | unjoin v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | bağlarını koparmak | part brass rags with (one) v. | ||
Idioms | bağlarını koparmak | part brass rags with v. | ||
Idioms | bağlarını koparmak | cut the painter v. | ||
Idioms | bağlarını koparmak | pull up stakes v. | ||
Idioms | bağlarını koparmak | set adrift v. | ||
Idioms | bağlarını koparmak | sever ties with v. |
Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
Idioms | ||||
Idioms | (biriyle) bağlarını koparmak | sever ties with (someone or something) v. | ||
Tom severs ties with anyone that insults him. Tom, ona hakaret eden herkesle bağları koparır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | kız kardeşlik bağlarını koparmak | unsister v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | biriyle/bir şeyle bağlarını koparmak | cut someone/something loose v. |